Bizi Takip Edin!
Dil Seçimi:

Balkanlarda Ramazan Heyecanı

174
Balkanlarda Ramazan Heyecanı
2024-03-11

BALKANLARDA RAMAZAN HEYECANI

Ramazan’ım merhaba

Bizlere verdin sefâ

Rabbimize hamdolsun

Her nefeste bin defa.

 

Ramazan ayı Balkanlar’daki Müslümanlar tarafından Anadolu’yu aratmayan benzerlikte yaşatılıyor. Osmanlı’nın yaklaşık 500 yıl kaldığı bu topraklarda, Ramazanla birlikte adeta ‘’donmuş zaman manzaralarına’’ her köşe başında tanık olunuyor. Ramazan ayının dünyada Anadolu ile en fazla benzerlikte yaşandığı toprakların Balkanlar olduğu, yaşatılan gelenek ve göreneklerden daha iyi anlaşılıyor.

“Ramazan” kelimesi, eski Arapça’da güneşin hararetinin kuma ve taşa şiddetle tesir etmesi demektir. Aylara isim verilirken o sene o ay hangi mevsimde ise bununla isimlendirilmişti. O sene şiddetli sıcaklara rast geldiği için bu ismi aldı. Oruç ayı olduğu için, oruçlunun günahlarını yakıp yok ettiğine inanılır. Kur’an-ı kerîm bu ayda inmeye başlamıştır. Bu hâdisenin yıldönümü olan ve “bin aydan hayırlı” olduğu Kur'an-ı kerimde bildirilen Kadir Gecesi bu aydadır.

Ramazan ayı bereket ayıdır. Fakirlerin daha çok gözetildiği bir aydır. Osmanlı döneminde zenginler, bu ay başlamadan evvel, fakirlerin evlerine bir aylık erzak gönderir, oruç tutmayanlar, hatta gayrı müslimler açıktan oruç yemeyerek oruç tutanlara hürmet gösterirdi.

BALKANLARDA RAMAZAN

Balkan Müslümanları’nın Ramazan ayının gelmesi ile birbirlerine Ramazanı müjdelemesi ve birbirlerinin Ramazanlarını “Ramazan-ı Şerif Mübarek Ola” diyerek -özellikle Bosna’da- Türkçe kutlamaları çok mühimdir. Şehrin çarşısında bütün mahalleler kortej halinde Ramazan yürüyüşü yaparlar, medreselerde okuyan öğrenciler de güzel kıyafetlerini giyerek bu ulvî atmosfere ortak olurlar. Bu kortejlere çoluk çocuk, genç yetişkin herkes katılır.

Ramazan ayında camilerde okunan mukabeleler, asırlık Ramazan topu geleneği, toplu iftarlar, camilerin dolup taştığı teravih namazları ve sahura kadar hareketli çarşılarıyla Balkanlarda Ramazan bir başka hissedilir. Gündüz, vakit namazlarından önce veya sonra okunan mukabeleleri dinlemek için birçok insan öğlen paydosunda camilere gelir. Özellikle hanımların camilere daha fazla rağbet ettiğini müşahede ederiz.

Bosna Hersek, Kosova ve Makedonya’da camilerin haricinde tasavvufi müesseseler olan tekkeler ibadete açık olduğu için mübarek gün ve geceler bu mekânlarda ayrı bir coşkuyla yaşanmaktadır. Tekkelerde haftada bir yapılan toplu ibadetler üç aylar içinde daha sıklaşmakta, Ramazan-ı Şerif’te ise teravih kılındıktan sonra her gün yapılmaktadır. Sahurdan sonra sabah evrâdlarında, iftar ve teravihlerde ise kimi tekkelerde her gün toplanarak virdler, ilahiler ve zikirler eşliğinde bu mübarek günlerin havası teneffüs edilmektedir.

Akşam namazı ve iftarla başlayan kandil akşamları yatsı namazı ve toplu icra edilen zikirlerle nihayete erer. Dervişlerin coşkulu zikirleri katılanların üzerinde derin bir tesir uyandırır. Balkan tekkelerinde Bedir Savaşı’nın günü olan Ramazan-ı Şerif’in 17. gecesi özel bir tertiple yazılmış olan Ashab-ı Bedir’in isimlerinin de zikredildiği duanın okunması geleneği bir çok yerde devam etmektedir. 

BOSNA’DA RAMAZAN

Balkanların göz bebeği BOSNA HERSEK’te Ramazan ayı adeta şenlik havasında geçiyor. Özellikle sofralarında misafiri eksik etmezler Boşnaklar.

Her köşe başında Osmanlı’ya ait bir izin bulunduğu Bosna-Hersek’te, Ramazan bütün güzelliğiyle hissediliyor. Bosna-Hersek’te Ramazanın en belirgin hissedildiği kentlerin başında belki de başkent Saraybosna geliyor. Cadde ve sokaklar ışıklarla süslenirken, cami minarelerinin şerefeleri ışıklandırılıyor ve Osmanlı’yı temsil eden ‘’yeşil ay yıldızlı bayraklar’’ minarelerden dalgalanmaya başlıyor. Tarihi Başçarşı’da bulunan iş yerleri ve camilerde ise Ramazan yine tüm güzelliğiyle kendini gösteriyor.

Tarihi Başçarşı’nın en görkemli camilerinden olan Gazi Hüsrevbey Camii’nin avlusunu Ramazanla birlikte genç, yaşlı, kadın, erkek Boşnaklar dolduruyor. Vakit namazlarını cemaatle birlikte kılan Boşnak kadın ve erkekleri, burada öğlen ve ikindi namazının ardından okunan mukabeleye eşlik ediyor.

Milyecka Nehri kenarında bulunan Hacı Camii’ne ise Ramazan ayında özellikle kadınlar yoğun ilgi gösteriyor. 1561 yılında inşa edilen, kentin en eski ibadet yerlerinden olan bu camide vakit namazlarının ardından kadınlar için özel olarak mukabele okunuyor.

İftar vaktinin habercisi olan ‘’top atışı’’ ise Saraybosna’da yine Anadolu’nun birçok kentiyle örtüşüyor. Kovaçi Mezarlığı’nın üst kısmında bulunan Osmanlı eseri Sarı Tabya’da özel olarak hazırlanan top, belediye görevlisi tarafından ateşleniyor. Şehrin birçok yerinden duyulan bu top atışıyla birlikte Saraybosnalılar oruçlarını açıyor.

Ayrıca Gazi Hüsrevbey Camii’nin yanı başındaki Osmanlı eseri Saat Kulesi de iftar saatinin bir başka habercisi. Saat Kulesi’ndeki mekanizma 12’yi gösterdiğinde cami kandilleri yanıyor ve şehrin ay yüzlü tepesi Sarı Tabya’dan top sesleri yükseliyor.

İftar vaktine doğru ise fırınlar önünde oruçlarını sıcak pideyle açmak isteyenler yoğun kalabalık oluşturuyor. Sokaklarından ‘’buram buram’’ pide kokusunun yaşandığı kentin özellikle ara sokakları ve caddeleri akşam ezanıyla birlikte derin bir sessizliğe bürünüyor.

Oruç süresince Boşnaklar aslında yemekten çok kahvenin özlemini çektiklerini söylüyor. Ayrı bir kültür olan kahve, iftar yemeğinin ardından ‘’olmazsa olmazların’’ başında geliyor. İftarın ardından bakır tepsilerde kendilerine ikram edilen lokumla beraber kahvelerini içen Boşnaklar, teravih namazı için evlerinden ayrılıyor.

Ara cadde ve sokaklardaki sessizlik, evlerde orucun açılması ve kahvelerin içilmesiyle birlikte bir anda bozuluyor. Bu defa hemen her 100 metrede bir caminin olduğu ‘’Stari Grad’’ denen Saraybosna’nın ‘’Eski Şehir’’ kısmında yoğun kalabalık kitleler oluşuyor. Teravihe büyük önem veren Saraybosnalılar, eşleri ve çocuklarıyla birlikte geldikleri camilerde ibadet etmenin hazzını yaşıyor.

Teravihin ardından ise kent adeta ‘’yürüyen bir şehir’’ haline geliyor. Aileler, arkadaş gruplarıyla birlikte Başçarşı ve Ferhadiye Caddesi’nde ‘’korza’’ yürüyüşü (Eski Yugoslavya’da akşam yemeğinden sonra çıkılan kısa gezinti) yaptıktan sonra oturdukları kafelerde geç vakitlere kadar sohbet ederek vakit geçiriyor.

Ramazan ayı geleneğinin yaşatıldığı bir başka mekan ise Osmanlı eseri tekkeler. Bu mekanlarda teravih namazından sonra sohbet ediliyor, ilahiler söyleniyor.

Limonata ve hurma ise eşsiz sofraların vazgeçilmezi. Bunun yanında Boşnakların sık sık tükettiği Bey Çorbası olarak da nitelendirilen küp küp doğranmış sebzelere eşlik eden Bamyalı Begova Çorbası,  Boşnak çömleği olarak geçen Bosanski Lonac, kaymak, tereyağı ve peynirlerden yapılan Topa, yoğurtlu Boşnak böreği, soğan dolması, sarma, etli mantı ve birbirinden lezzetli şerbetli tatlılar Ramazan sofralarında yer alıyor.

Yanı sıra elma ve ceviz uyumunu yakalayan Boşnaklar Tufahija tatlısını iftar sofralarından eksik etmiyor.

 

KOSOVADA RAMAZAN

Çalışanlar için saat 16.00’da mesai biterken fırınlarda pide kuyruğu için mesai başlıyor. Misafirler için cıza ismi verilen lor peynir ve yumurtayla hazırlanan pideyika ikram ediliyor. Arnavutlardan kalan muazzam lezzet Gulaş ismi verilen et yemeği, etli kuru fasulye, Supa çorbası, yapımı 3-4 saat süren Arnavut yemeklerinden biri Fliya böreğine biraz da olsa yer ayırmalısınız. Kosovalı Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren şehrindeki Ramazan sofralarının asırlık vazgeçilmezi ‘yumurtalı pitayka’, iftar sofraların olmazsa olmazı. Sahur vakti için davul seslerinin yankılandığı Kosova’da kahve kokusu evlerden sokaklara yayılıyor.

Teravih sonrası Prizren’de sıklıkla uğranılan iki mekân var: Osmanlı’nın Pürzerrin dediği Şadırvan Meydanı ya da Gazi Mehmet Paşa Hamamı… Özellikle Gazi Mehmet Paşa Hamamı’ndaki sergileri dolaştıktan sonra, Arnavut kıyafetli garsonların servis ettiği çaydan yudumlamak, iyi bir tercih olabilir.

KUZEY MAKEDONYADA RAMAZAN

Ramazan ayının ayrı bir maneviyatta geçtiği Makedonya'nın başkenti Üsküp de ramazana hazır. Türk Çarşısı'ndaki tarihi Murat Paşa Camisi "Hoş geldin Ya Şehri Ramazan" yazılı bir afişle süslenirken, Müslüman nüfusun yaşadığı Türk Çarşısı ve civardaki camiler de ramazan için temizleniyor.

Taze sebze ve meyvelerin yanı sıra çok çeşitli ürünün bulunabildiği pazar yerinde ise yoğunluğu görmek mümkün.

Kuzey Makedonya Türkleri ve müslümanlar Ramazan mevsiminde tatlılardan vazgeçemiyor. Trileçe, Balkan usulü baklava, tulumba iştah kabartıyor. Osmanlı yemeklerinin hala tüketildiği bu topraklarda, yemeğin ardından Makedonya usulü Türk kahvesi vazgeçilmezler arasında.

SIRBİSTAN YENİ PAZARDA RAMAZAN

Sırbistan’ın Sancak bölgesindeki Yeni Pazar kentinde yoğun olarak yaşayan Müslümanlar, camileri dolup taşırıyor. Birlik ve beraberlik içerisinde yaşayan vatandaşlar ihtiyaç sahiplerine iftar ve sahurda yemek yetiştiriyor. Kalabalık iftar sofralarında ise fırın pideleri en önemli yemekler arasında yer alıyor.

 

KARADAĞ’DA RAMAZAN

Balkanların tatil diyarı ülkelerinden biri olan KARADAĞ’da tıpkı Türkiye’deki gibi teravih namazı büyük önem taşıyor. Birbirinden lezzetli şerbet ve lokumlar iftara gelen misafirleri karşılıyor. İftar sofralarında dolmalar, zeytinyağlılar, etler göz doyuruyor. Sahurda ise kahvaltılıktan ziyade iftar sofralarından kalan yemeklere yer veriliyor.

Batı Trakya Türklerinin kalbi İSKEÇE’de toplu iftarlar ve teravih namazlarıyla Ramazan’ın ruhu yoğun bir şekilde yaşatılıyor. Çorba ve Ramazan pidesi ise tıpkı Türkiye’deki gibi önemli bir yere sahip. İlk kez bu sene çocuk ve gençlik iftarlarına yer verilen Batı Trakya’da Hacivat-Karagöz gösterilerine ilgi oldukça yoğun.

İftarıyla sahuruyla, teravihi ve Ramazan eğlenceleriyle Balkanlar, Ramazan iklimini yaşayabileceğiniz en müstesna coğrafyalardan birisi. Ramazan’ı Balkan coğrafyasında geçirmek sizlere unutulmaz bir deneyim sağlayacak.

 

ARNAVUTLUKTA RAMAZAN

Arnavutlukta gündüzleri Kur’an-ı Kerim okunan camiler, akşamları teravih namazına gelen Müslümanlara ev sahipliği yapıyor. 

İftar saatinin gelişiyle, sokaklar derin bir sessizliğe gömülüyor. Oruç tutanlara yönelik derin bir saygının olduğu Arnavutluk’ta, iftar daveti geleneği devam ediyor. Bu iftarlara Hıristiyanlar da davet ediliyor. Ramazan pidesi olmasa da, susamlı ekmek ve simitler var. Minarelere asılan mahyalar olmasa da, “Hoş Geldin Ramazan” yazıları camiler süslüyor.

İşkodra’da şehrinde iftar ve sahurun gelişi, ‘lodra’ adı verilen davulla yapılıyor. Davulu çalan Çingenelere, para ya da yiyecek veriliyor. Arnavutluk’taki iftar sofralarında genellikle tavuk suyu, şehriye ya da sebze çorbası ikram ediliyor. Kıymalı, ıspanaklı ya da pırasalı börek de sunuluyor. 

Güveç, imam bayıldı, köfte, lahana sarması, fırında etli patatesli ve tavuklu pilav gibi birçok ana yemek, Osmanlı mutfağından alıntılanmış. Arnavut kültürüne has yemekler de yapılıyor.‘Pastiçe’ olarak isimlendirilen süt, peynir, yumurta ve tereyağ soslu, fırında makarna bunlardan bir tanesi. Domates, biber, et ve ciğerden ‘fergese’ de var. İftarlarda, İşkodra’ya has soslu Sazan balığı tava ve Elbasan’a has Elbasan tava da ikram ediliyor.

Yemeğin sonunda hasude, kabuni, revani, baklava ve şekerpare gibi Osmanlı mutfağının şerbetli tatlıları yeniliyor. Sahurlar, çay eşliğinde, peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklarla yapılıyor. 

Balkanlarda Ramazan ayının manevi havasını sizlerde solumak isterseniz şayet, yılların tecrübeli ismi Balkantour’un birbirinden seçkin turlarına dahil olabilirsiniz. Ramazan ayı Balkanlarda bir başka güzel.

Ramazan ayının bereketi, samimiyeti ve huzuru sizinle olsun...

Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Kabul Et
-->